Sadaka ister..
Dürüst Dilenci
Karadeniz de adamın biri, boynunu bükerek bir zenginin yanına yak+laşır. Sadaka ister.
Zengin adam:
– Utanmıyor musun dilenmeye? Baksana güçlü kuvvetli bir adamsın.
– Sormayın, bir derdim var ki çalışmama mani oluyor.
– Neymiş o dert?
– Ne olacak tembellik!
Bu cevap zenginin hoşuna gider ve cebinin köşesin+deki kuruşu adama uzatır:
– Al şu kuruşu bakalım… der.
Bu parayı sana acıdı+ğımdan değil, doğru söylediğin için veriyorum.
BONUS FIKRA 2
Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki :
—Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!’
Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor.
Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, ‘Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.’ diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş:
—Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar’ın araştırma laboratuarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!’
Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar;
Sonra hostes İngilizler’e yönelmiş:
—Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!’
Bütün İngilizler hevesle atlamışlar.
Sıra Fransızlar’a gelmiş. Hostes:
—Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? Şimdiden teşekkür ederim. demiş.
Fransızlar:
—Tabii, mersi!’ deyip sırayla atlamışlar!
Hostes bu kez Almanlar’a yönelmiş:
—Atlayın aşağı çabuk! diye bağırmış. Alman kafile ‘Heil!’ diyerek atlamış.
Veee sıra gelmiş Türkler’eee. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:
—Siz var ya siz… Buradan hayatta atlayamazsınız…
BONUS FIKRA 3
Bir gün Hz.Hızır hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış. İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış.
Hızır demiş ki:
Ey ihtiyar! Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi.
İhtiyar adam şöyle cevap vermiş;
Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş.
Hızır bir taraftan ihtiyar adamın sırtını keselerken bir taraftan da konuşmaya devam etmiş;
Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın, yoksa ettiğin o hayrı neden görmeyeceksin ki?
İhtiyar adam şöyle demiş;
Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O’nun sevgisini kazanmasaydım, Allah bugün benim sırtımı Hızır’a keseletir miydi?
Hızır duydukları karşısında çok şaşırmış. Allah’ım demiş, bana verdiğin seni sevenlerin listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur?
Yüce Allah şöyle demiş;
“Ey Hızır! Biz, bizi sevenlerin listesini sana verdik ancak bizim sevdiklerimizin listesi bizim yanımızdadır.”
İnşallah bizlerde, Yüce Allah’ın sevdiği kullar arasında yerimizi alırız.